Üniversitemiz merkez kampüsü, çağdaş heykel sanatının seçkin örneklerine ev sahipliği yaparak açık hava müzesi kimliği kazandı. Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi’nin girişimleri ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği’nin katkılarıyla ulusal ve uluslararası sanat platformlarında sergilenmiş, sanatsal değeri yüksek eserler kampüsün çeşitli alanlarına yerleştirilerek üniversite mekânlarını estetik ve düşünsel bir boyuta taşıdı.

Heykeltıraş Tuba İnal tarafından 2010 yılında 7. Natural Stone Fuarı’nda sergilenen heykeller, doğal taşın yalın gücünü çağdaş formlarla bir araya getirerek kampüsün açık alanlarında izleyiciyle buluştu. İnal’ın eserleri, taşın doğallığını korurken mekânla kurduğu güçlü ilişki sayesinde izleyiciyi durmaya, düşünmeye ve eseri farklı açılardan deneyimlemeye davet ediyor.

Kampüste yer alan diğer dikkat çekici eserler ise 2008 Milano Fuarı’nda heykeltıraş ve tasarımcı Matali Crasset ile Defne Koz tarafından sergilenen heykeller oldu. Uluslararası tasarım dünyasında önemli bir yere sahip olan bu eserler, fonksiyon, form ve malzeme arasındaki sınırları sorgulayan yaklaşımıyla öne çıkıyor. Eserler, modern tasarım anlayışını üniversite kampüsünün kamusal alanına taşıyarak küresel sanat diliyle yerel mekân arasında güçlü bir bağ kuruyor.

Sanat yolculuğu kampüste bununla da sınırlı kalmıyor. 2013 yılında düzenlenen “Taşı Yaşatan Tasarımlar” yarışmasında üçüncülük ödülü alan, heykeltıraş Gözde Nalçacı imzalı eser de kampüsümüzde farklı noktada konumlandırıldı. Nalçacı’nın çalışması, taşın hafızasını ve kültürel sürekliliğini ön plana çıkarırken, geleneksel malzemeyi çağdaş bir yorumla yeniden ele alıyor.

Bu eserlerin merkez kampüsümüze yerleştirilmesiyle birlikte üniversitemiz, yalnızca bir eğitim alanı olmanın ötesine geçerek sanatın gündelik yaşamla iç içe geçtiği bir kültür ortamı sunuyor. Akademisyenlerimiz, idari personellerimiz ve öğrencilerimiz, ders aralarında ya da yürüyüş sırasında bu heykellerle karşılaşarak sanatla doğrudan ve doğal bir etkileşim kurma fırsatı yakalıyor.

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi’nde sergilenen bu seçkin heykeller, doğal taşın sanatsal ifade gücünü gözler önüne sererken, üniversitemizin sanata ve kültüre verdiği önemi de somut bir biçimde ortaya koyuyor.